Friday, May 20, 2011

Merhaba, ben domuz burunlu su kaplumbağası...

Latince ismimle Carettochelys insculpta. Bugün burada Dünya Kaplumbağa Günü'nü kutlamak amacıyla bulunuyorum: 23 Mayıs! Diğer Testudine kardeşlerimi temsilen bugün niye bendeniz sizlerin karşısındayım? Çünkü bana söylendiğine göre burnum çok güzelmiş, gerçi telefonda Biyolokum hanımefendi ile konuşurken kendisi bunu bana ilettiğinde sesinde hafif bir alaycılık da sezmedim değil. Sebep ne olursa olsun, bilge bir hayvan oluşumdan dolayı, türümü siz FUYASAcılara tanıtmak için elime geçen bu fırsatı kaçırmak istemedim.

Bizler Avustralya ve Yeni Zelanda taraflarında yaşayan kaplumbağalarız. Hepimiz tatlısularda yaşamayı seviyoruz. Ve diğer tatlısu kaplumbağalarından en önemli farkımız, bizim sucul yaşama en iyi uyum sağlamış kaplumbağalar olmamız, tabi deniz kaplumbağalarından sonra. Bunu hava atmak için söylemiyorum, gerçekten, mesela ayaklarımız yüzgeç şeklini almıştır.

İncir en sevdiğimiz meyvedir. Ama kabukluları ve böcekleri de pek severiz. Ölüp de nehre sürüklenen kanguru ve ineklerin leşlerini de yediğimiz doğrudur. Birilerinin nehirleri temiz tutması gerek, biz de üzerimize düşeni yapıyoruz, inşallah maşallah.

Bence bize dair en ilginç şeylerden biri yavrularımızın yumurtadan çıkış şekli. Biz kurak mevsimlerde tatlısuyun kumlu kıyılarına yumurtalarımızı bırakırız. Yavrular yumurtanın içinde gelişimlerini tamamladıktan sonra, kabuğu kırık hemen çıkmak yerine, dışarıda uygun koşulların oluşmasını bekler, uykuya yatarlar. Peki uygun zamanı nasıl anlarlar? Efendim, ne zaman ki yağış artar, bu kum kıyılar suya gömülürse, veyahut daha da ilginci, havada ani bir basınç düşmesi olup da bir fırtınanın yaklaştığı anlaşılırsa, yumurtalar çatlamaya başlar. Yumurtaların çatlamasının yarattığı titreşimler diğer yumurtaların da çatlamaya başlaması için tetikleyici etkendir. Şimdi buradaki şahaneliği size şöyle anlatayım, bakın ne kadar akıllı olduğumuzu oradan görün. Eğer her yavru, gelişimi tamamlanır tamamlanmaz yumurtadan çıkıyor olsaydı, o zaman hepsi farklı zamanlarda yumurtadan çıkacak ve birbirlerine yardımcı olamayacaklardı. Oysaki bir dış etkeni yumurtadan çıkmak için tetikleyici etken olarak kullanmamız sayesinde bütün yavrular aynı zamanda yumurtadan çıkıyor, kumu kazıp yüzeye çıkmak için birbirlerine yardımcı oluyorlar, üstelik bu sayede, bereketli yağmurlar ne zaman başlarsa o zaman yumurtadan çıkmış oluyorlar.

Sevimli burnumuz bizi popüler bir ev hayvanı haline getirdiğinden, aile bireylerimiz hayvan kaçakçıları tarafından yakalanıp başka ülkelere götürülüyorlar. Buna çok üzülüyoruz, çünkü türümüz yok olma tehlikesi altında. Daha çok yakın bir zamanda, Aralık 2010'da, ailemizden 11bin bireyi toplayıp kaçırdılar. Neyse ki bu vicdansız insanlar yakalandılar ve bizimkiler de evlerine geri gönderildi.

Sanırım bu Dünya Kaplumbağa Günü'ne dönüp ''hayvanları yerinde sevin'' mesajını iletmenin tam yeri. Aldık mı mesajı? E hadi o zaman ben bakkaldan bi ekmek kapıp eve koşayım hanım bekliyo yemek masasını kurmuş (yeni bi kanguru düşmüş nehre diyolla).

No comments:

Post a Comment