Yaklaşık 4 kilogram ağırlığında karasal bir memeli düşünün. Yaşayan en yakın akrabaları filler ve sirenyanlar (deniz inekleri) olsun. Pofuduk ayak tabanlarıyla tahmin edemeyeceğiniz tırmanma yetenekleri, diğer bitkiyle beslenen hayvanlarınkine benzemeyen (ancak fildişini andıran


Ama ilginçlikleri bununla da bitmesin. İdrarını yaptığı ve dışkıladığı yer konusunda seçici olsun ve nesiller boyunca (bin yıllar boyu) defalarca aynı yere dışkılasın. Sonra da paleoiklimciler bu fosilleşmiş dışkılardan geçmiş iklimleri tahmin etsinler. Tanıştırayım..Hyrax, Procavia capensis

Ben de kendisiyle geçen yaz Kenya, Hell’s Gate Milli Parkı‘nda tanıştım (tanışma anımız yukarıda :) ). Bu miniğin dışkısı eşi bulunmaz paleoiklimsel ve çevresel ipuçları içeriyor. Bunun üç önemli nedeni var: Birincisi az önce de değindiğim gibi binyıllarca (bazı örnekler 30.000 yıl geriye gidebiliyor!) aynı yere dışkılamaları. İkincisi bu hayvanların kayalık yerlerde yaşamaları ve bu kayalık bölgelerde her zaman istenildiği gibi derin karot örnekleri alınamaması. Üçüncüsü ise benzer türlerin daha iri taneli dışkılarına göre daha fazla üre oranına sahip bu dışkının, stratigrafik olarak bir bütünlük yani süreklilik sağlaması.
İdrarlı dışkı kristalleşerek, bu kayalık ve kuru bölgelerde başka türlü elde edilemeyecek paleoiklimsel vekiller (proxy) oluşturuyor. İlk kez Güney Afrika’lı polen bilimci Louis Scott tarafından, içerdiği polenler açısından incelenen hyrax dışkısı artık moleküler seviyede araştırılıyor. Paleoiklimciler, fosilleşmiş dışkılardaki kararlı azot izotoplarından elde ettikleri verilerle geçmişteki bitki örtüsüne, nem miktarına ve iklimsel koşullara dair çıkarımlarda bulunabiliyorlar.


Soldaki resim: Kayalıklardan dışkı örneklemesi yapılırken.
Sağdaki resim: Dışkının in situ ve kesit görüntüleri.
İstem